Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde, ormanın derinliklerinde, büyük bir ağacın dallarında yaşayan, meraklı ve aceleci bir kuş varmış. Bu kuşun adı Peynir miş. Peynir, yumurtadan daha yeni çıkmış, küçük bir kuşmuş. Küçükmüş küçük olmasına ama her şeyi hemen yapmak istiyormuş. Daha kanatlarını tam açamazken uçmak için can atıyormuş. Annesi her devasında onu acele etmemesi için uyarıyormuş.
Yine bir gün, Peynir annesine “Anne ben uçmak istiyorum” demiş. Annesi “Acele etme Peynir bir kaç hafta sonra sende uçabileceksin.” demiş. Ama Peynir bu cevaptan hiç memnun kalmamış. Annesi yemek aramak için yuvadan uçtuğunda, Peynir de başlamış yaramazlıklar yapmaya. Önce olduğu yerde kanatlarını çırpmaya başlamış. Peynir sadece olduğu yerde uçmak istemiyormuş, artık göklerde savrulmak istiyormuş. Cesaretini toplamış ve ağaçtan atlamaya karar vermiş. Yuvanın kenarına çıkmış, küçük kanatlarını açmış ve kendisini ağaçtan aşağı bırakmış. Ama uçmak düşündüğü gibi olmamış, Peynir aniden yere çakılmış. Gözünü açtığında annesi başındaymış. Anne kuş “Peynir, senin burada ne işin var? Nasıl düştün?” diye sormuş.
Peynir uçmak için atladığını anlatmış. Anne kuş “Peynir, bunu nasıl yaparsın? Ya başına daha kötü bir şey gelseydi. Ya başka hayvanlar seni bulsaydı. Bu kadar aceleci davranma elbet bir gün uçacaksın” demiş ve yavrusunu alıp yuvaya çıkarmış. Bu düşme, olayı Peynir ‘e büyük bir ders olmuş. O günden sonra hiçbir şey için acele etmemiş. Her işin zamanını beklemiş. Masal da burada bitmiş.
Daha fazla kısa masal okumak isterseniz Kısa Masallar kategorimizi inceleyebilirsiniz.