Bir varmış bir yokmuş, çok eski zamanda yaşayan bir karı koca varmış. Bu karı koca birbirlerini çok severmiş o kadar çok severmiş ki yıllarca çocukları olmadığı için dünyadaki bütün çocuklar onların çocukları, bütün hayvanlar onların hayvanları, bütün çiçekler onların çiçekleri der ve mutluluklarına mutluluk katarlarmış. Öyle ki onların evine hüzün hiç girmezmiş. Her şeyden mutlu olmayı bilirlermiş. Fakat ikisinin de birbirine itiraf etmediği ama çok istedikleri bir şey varmış. Bir çocuk. Evet ikisi de birbirine itiraf etmiyor fakat bir çocukları olsun çok istiyorlarmış.
Bir gün köye bir büyücü gelmiş, köylülere haber uçurulmuş. Kimin ne dileği varsa, kim ne istiyorsa, hepsini gerçekleştirecek bir büyücünün köye geldiğini ve isteyen herkesin ona gidip dileğini söylemesini, büyücünün de tez zamanda bu dileklerini gerçekleşeceğini duyurmuş.
Genç kadın kocasına hiçbir şey söylemeden o büyücüye gitmeye karar vermiş. Büyücüden bir bebek dileyecekmiş. Öyle de yapmış. Büyücüye gitmiş durumu anlatmış büyücü de kendisine “sen hiç merak etme şimdi sana vereceğim bu içeceği her gün iç, tez zamanda bir bebeğin olacak” demiş. Ve kadının elinde ne kadar altını varsa hepsini almış. Kadın kandırıldığından bir haber sevinçli bir şekilde evin yolunu tutmuş. Ve büyücünün söylediği gibi kendisine verdiği içeceği her gün içmeye başlamış. Günler, aylar geçmiş ama büyücünün dediği gerçekleşmemiş. Kadın ozaman kandırdığını anlamış. Akşam olup eşi eve gelince olanları eşine anlatmış. Eşi üzülmemesini aynı hatayı kendisinin de yaptığını ve kendisinin de büyücü tarafından kandırıldığını söylemiş. Hiçbir şeyi dert etmeyen bu karı koca bunuda dert etmemiş, gülüp geçmişler. Ve hayatlarına eskisi gibi devam etmişler.
Bir gün tarlada çalışırken yanlarına bir yaşlı kadın gelmiş ve durumunun iyi olmadığını kızının hastalanıp öldüğünü artık torununa bakamadığını, onlardan torununa bakabilecek birisini tanıyıp tanımadıklarını sormuş. Karı koca birbirlerine bakarak “biz seve seve bakarız, bizim çocuğumuz yok ona hem anne hem baba oluruz, kızınızın yokluğunu hissettirmeyiz” demişler. Yaşlı kadınla beraber bebeğin kaldığı kulübeye gitmişler.
Ay parçası gibi bir bebek onlara gülümsüyormuş. Kadın bebeği kucağına aldığında içine sıcacık bir ateş düşmüş. Annesiz olan bu bebeği sarıp sarmalamış ve ona bu dünyadaki en iyi anne olmaya, onu en iyi şekilde yetiştirmeye söz vermiş. Kocası da aynı şekilde çok mutluymuş.
Bebeklerini alıp evlerine gitmişler ve artık daha da mutlularmış . Tam bir aile olmuşlar. O günden sonra da ikisi de sözlerini tutmuş. Çok iyi anne çok iyi baba olmuşlar ve yıllarca mutlu mesut yaşamışlar.
Belki de bu ailenin torunları sizin aranızdadır.
En güzel uyku masalları için bizi takip etmeye devam edin.