Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde resim çizmeyi çok seven bir ressam varmış. Bu ressam gördüğü her şeyin resmini yaparmış. Gün batımının kızıllığı, sabahın pembesi, gece yarısının laciverti… Her biri onun için büyük bir ilham kaynağıymış. En çok yapmayı sevdiği resim ise gökyüzünün resmiymiş. Ama gökyüzünü çizerken hep eksik bir şey kalırmış. Bu eksikliğin ise ne olduğunu bir türlü anlamazmış. Bu yüzden yaptığı gökyüzü resimlerini bir türlü sevemezmiş.
Günlerden bir gün, ressam adam tuvalini almış ve balkonuna çıkmış. Gördüğü muhteşem gökyüzünü çizmeye başlamış. Yaptığı tablonun insanlara umut ve mutluluk vermesini istemiş. Ama ne yazık ki, istediği güzellikte bir resim yapamamış. Çizimi bittiğinde resmini incelemiş ve bir şekler eksik diye düşünmeye başlamış. O kadar çok düşünmüş ki balkonun bir köşesinde uykuya dalmış. Rüyasında minik bir peri gelmiş ve ona eksikliğin “Küçük sarı pırıltılar” olduğunu söylemiş. Ressam birden uykusundan uyanmış ve küçük sarı pırıltıyı aramaya başlamış ama bir türlü bulamamış. Bu nadide pırıltıyı nereden bulabileceğini bilmiyormuş. Onun bu mutsuzluğunu gören Renk Perisi adama bir iyilik yapmak istemiş. Gece gökyüzüne bakarken bir yıldız kaymış ve peri birden adamın karşısına çıkmış. Periyi gören ressam çok şaşırmış. Peri “Bir şeylerin eksik olduğunu biliyorum ve bu eksik lan ışıltıyı bulman için sana bir sır vereceğim” demiş. Ressam can kulağıyla periyi dinlemeye devam etmiş. Peri “Bu ışıltı yıldızları ışıltısı, kalbinden geçen güzelliğin ışıltısı, mutlu çocukların, sevgi dolu insanların ışıltısı. İyi düşün ve resmini bir daha yap” demiş. Ressam o an, resminde neyin eksik olduğunu anlamış; Gökyüzünün altında yaşayan mutlu insanların ışıltısı… Ressam hemen işe koyulmuş ve gökyüzünün tüm renklerini içeren, mutlu insanların, oynayan çocukların, koşuşturan hayvanların olduğu muhteşem bir tablo yapmış. Tabloyu gören herkes, içindeki umudu ve mutluluğu hissetmiş. Ressamın tablosu, köy meydanına asılmış ve herkes bu tabloya bakarak, hayatın renklerini ve güzelliklerini hatırlamış.
Ve böylece, ressamın hayali gerçek olmuş. Gökyüzünün renkleri, artık sadece yukarıda değil, insanların kalplerinde de yaşamaya başlamış. Çünkü mutlu insanlar, eğlenen çocuklar tüm kalplere iyi gelirmiş. Bu masal da burada bitmiş.
Daha fazla uzun masal okumak isterseniz Uzun Masallar kategorimizi inceleyebilirsiniz.