Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde, çiftliğin birinde yaşayan bir aile varmış. Bu ailenin de küçük bir kız çocuğu varmış, adı Gülnaz mış. Gülnaz ve ailesinin bir çok hayvanı varmış. İnekleri, keçileri, kuzuları, koyunları, tavukları ve bir de küçük bir sincapları. Gülnaz minik sincap ile çok iyi anlaşıyormuş, her gün onunla bahçede oyunlar oynuyormuş.
Gülnaz sincabını fındık, ceviz gibi yemişlerle besliyormuş. Her sabah sincabın yemesi için kapa yemiş koyarmış. Fakat günlerden bir gün sincap, Gülnaz’ın koyduğu yemişleri yememiş. Ertesi gün Gülnaz bir kez daha yemek koymuş ama sincap yine yememiş. Gülnaz çok üzülmüş hemen sincabını alıp, şehre veterinere götürmüş. Veteriner ise sincabın herhangi bir sağlık sorunu olmadığını söylemiş. Gülnaz sincabı ile birlikte çiftliğe geri dönmüş ve tekrar yemek vermiş. Sincap yemeğini yine yememiş bu sefer Gülnaz sincabı takip etmeye başlamış. Gülnaz bir sabah erkenden kalkıp, minik sincaba yemeğini vermiş ve yemesini beklemiş. Beklemiş beklemesine ama kendisini sincaba göstermeden, gizlenerek beklemiş.
Gülnaz bir süre sonra gördüklerine inanamamış, minik sincap arkadaşı serçe için yemeğini yemiyormuş. Çünkü serçenin yavruları varmış ve sincap yemeğini yavrular için ayırıyormuş. Bunu gören Gülnaz artık iki kap yemek koymaya başlamış. Bu sayede hem serçe ve yavruları hem de minik sincap rahatlıkla yemeklerini yemişler. Gülnaz da sincabının hasta olmadığını sadece yardım sever bir sincap olduğunu anlamış ve çok mutlu olmuş. Zaman da Gülnaz ve ailesinin çiftliği, hayvanlar için harika bir yere dönüşmüş ve herkes mutlu hayatına devam etmiş. Masal da burada bitmiş.
Daha fazla hikaye okumak isterseniz Hikayeler kategorimizi inceleyebilirsiniz.