Bir zamanlar ormanın derinliklerinde iki küçük fidan yan yana dikilmiş. Bu ağaçlardan birisi çam ağacı diğeri ise meşe ağacıymış. Çam ağacı, meşe ağacının güçlü ve sağlam gövdesine hayranmış. Meşe ağacı ise, çam ağacının yeşil ve iğneli yapraklarına özenirmiş. Her ikisi de birbirinden farklı olsa da çok iyi anlaşan iki ağaçmış.
Ormanda ki diğer ağaçlar onların bu dostluğuna hayranmış. Hepsi kendisinin de böyle güzel dostu olsun diye dua ediyorlarmış. Günlerden bir gün bir tavşan ailesi ormana gelmiş ve bu iki ağacın arasına kendilerine küçük bir ev yapmışlar. Ama tavşan ailesi meşe ağacının altında daha çok oturuyor, orada eğleniyormuş. Yavru tavşanlar meşe ağacına tırmanıyor, dallarında koşuşturuyormuş. Bunu gören çam ağacı ise içten içe kıskanıyormuş. Fakat arkadaşını üzmemek için hiç sesini çıkarmıyormuş. Gel zaman git zaman, meşe ağacı daha çok büyümüş, dalları uzamış, gövdesi kalınlaşmış, sevgi onu coşturmuş. Çam ağacı ise kurumaya, iğneleri bile solmaya başlamış. Bunu gören meşe, arkadaşını kaybetmemek için çözüm aramaya başlamış. Uzun olan bir dalını arkadaşının boynuna dolamış ve onu da himayesi altına almaya başlamış. Yavru tavşanlar meşe ağacına tırmanıp, çam ağacının dallarından kaymaya başlamışlar. Onunda altında oyunlar oynamaya başlamışlar. Sevgiyi hisseden çam ağacı tekrardan yeşermeye başlamış.

Ormanda ki bütün ağaçlar sevginin gücüne şahit olmuş. Çam ağacı arkadaşına bu ince düşüncesi için çok teşekkür etmiş. Meşe ağacı ise “Sen benim dostumsun, senin solup gitmene izin veremezdim” demiş ve mutlu hayatlarına geri dönmüşler. Masal da burada bitmiş.
Ağaç masallarını okumayı seviyorsanız Ağaç Masalları kategorimizi inceleyebilirsiniz.