Bir zamanlar, ormanın birinde bir dağ keçisi yaşarmış. Bu dağ keçisi ormanın en inatçı, en dediğim dedik hayvanıymış. Her zaman kendi istediğini yapar, kimsenin lafını dinlemez, inadından vazgeçmezmiş. Bu duruma orman halkı da çok alışmış. Herhangi bir olay olduğunda dağ keçisinin onları dinlemeyeceklerine eminlermiş. Bu yüzden çok büyük bir sorun olmadıkça dağ keçisine fikir vermiyorlarmış.
Günlerden bir gün ormanın kralı aslan havayı koklamış ve büyük bir fırtınanın geleceğini anlamış. Bütün orman halkını uyarmak istermiş ve hepsinin ormanın meydanına toplamış. Aslan “Sevgili orman sakinleri, biliyorsunuz ki koku alma duyum çok kuvvetli, her gün havayı koklarım ve nasıl olacağını anlarım. Bu sefer burnum hiç iyi koku almadı. Yarın büyük bir fırtına gelecek. Bu yüzden hepinizin güvenli bir yere sığınmasını istiyorum” demiş. Bütün hayvanlar aralarına konuşmaya başlamışlar ve en sonunda aslanın verdiği karara uymak istemişler. Dağ keçisinin tutmuş yine keçiliği “Ben sizinle gelmeyeceğim çünkü ben fırtınadan korkmam, mağaramda keyifle uyurum. Siz saklanın” demiş. Aslan “Yapma dağ keçisi, inat etmenin zamanı değil, fırtına çok büyük olacak” demiş. Keçi “Bana bir şey olmaz, ben sizin gibi korkak değilim” demiş. Aslan “Ne yaparsan yap o zaman” demiş ve bütün hayvanları toplayıp sığınacakları yere götürmüş. Keçi de mağarasına çıkmış ve fırtınayı beklemeye başlamış. Ertesi gün kava çok karanlıkmış, şimşekler çakmaya başlamış. Her şimşek çakışında orman aydınlanıyormuş. Şimşekle birlikte gök gürüldemeye ve yağmur yağmaya başlamış. Hayvanlar çok güvenli bir yerdeymiş ve oldukları yere yağmur gelmediği için hiç ıslanmamışlar. Dağ keçisi ise mağarasında sırılsıklam olmuş. Dağ keçisi çok korkmaya başlamış, fırtına şiddetlendikçe keçi ağlamaya başlamış. Tam inadını kırıp mağaradan çıkmaya karar verdiğinde ise mağaranın önüne kocaman bir kaya düşmüş ve keçi mağaradan çıkamamış. İşte şimdi inadının cezasını çekmeye başlamış. Keçi artık çok pişmanmış ama iş işten geçmiş. Hayvanlar gelip onu kurtarana kadar ordan çıkması imkansızmış.
Keçi ertesi güne kadar mağarada aç bir şekilde beklemiş. Onun mağarada yalnız kalmasına gönlü razı gelmeyen aslan ise ona bakmaya geldiğinde, kayanın mağaranın çıkışını kapattığını görmüş. Arkadaşlarını da çağırarak kayayı itmişler ve dağ keçisi kurtulmuş. Bütün arkadaşlarına teşekkür etmiş ve yaptıkları için hepsinden özür dilemiş. İnat etmenin kötü bir davranış olduğunu anlayan dağ keçisi bir daha hiçbir zaman inat etmemiş. Masal da burada bitmiş.
Uzun masal okumayı seviyorsanız Uzun Masallar kategorimizi inceleyebilirsiniz.