Şirin’in arkadaşı olan kara kedinin adıydı Lülü. Aslında o bir sokak kedisiydi. Bir yaz günü öğleden sonra Şirin evlerinin caddeye bakan balkonundaki şişme havuzun içinde oyuncaklarıyla birlikte yüzerken çıkıp gelmişti onun yanına. Şirin çok şaşırmış, bu kedinin ikinci kattaki evlerinin balkonuna nasıl geldiğini anlamaya çalışmıştı. Sonra fark etmişti ki, balkonun önündeki yüksek ıhlamur ağacının tepesine tırmanan Lülü, ağaçtan balkona atlamıştı. Şirin, bu kara kedinin konuşabildiğini görünce daha da çok şaşırmıştı.
Kedi Şirin’e, “Benim adım Lülü. Seninle birlikte ben de bu havuzda oynayabilir miyim?” diye sordu. Şirin de hemen kabul etti. Kendine yeni bir arkadaş bulmuş ve mutlu olmuştu. Hem bu arkadaşı oyuncakları gibi de değildi. Canlıydı ve onunla konuşabiliyordu. O gün güneş batana kadar balkonda oyunlar oynadılar. Lülü diğer kedilere hiç benzemiyor, çok iyi yüzüyordu. Havuzun üstü, Lülü’nün dökülen simsiyah tüyleriyle örtülmüştü.
Hava kararmıştı ve Lülü, “Benim gidip yavrularıma bakmam, onların karnını sütümle doyurmam lazım artık. Biraz sonra karanlık çökünce yavrularım yanlarında ben olmazsam korkar” dedi ve tekrar ağaca atlayıp aşağıya inmeye başladı. Şirin Lülü’nün arkasından bağırdı. “Yarın yine gel. Gelirken yavrularını da getir. Hep beraber oynarız olur mu?” dedi. Aşağıya inen Lülü balkona bakarak, “Yavrularıma bi sorayım bakayım. Gelmek isterlerse tabi ki getiririm” diyerek uzaklaştı.
Şirin ertesi sabah heyecanla uyandı ve balkona koştu. Lülü ve yavrularının gelip gelmediğini merak ediyordu. Bir de baktı gördü ki, Lülü ve dört yavrusu balkondaki havuzda oyunlar oynamaya başlamışlardı bile. Annesinden balkona çıkmak için izin isteyen Şirin’e annesi, “Kahvaltıyı hazırlayana kadar arkadaşlarınla oynayabilirsin. Ama kahvaltı hazır olunca birlikte bir güzel karnımızı doyuracağız tamam mı?” dedi. Şirin “Tamam anneciğim” diyerek hızlıca balkona fırladı. Lülü bütün yavrularını teker teker ağaca tırmanarak balkona kadar taşıdığı için çok yorulmuştu ve soluk soluğa kalmıştı. Ama yavruları havuzun içinde keyifle oynuyorlar, tıpkı anneleri gibi çok iyi yüzüyorlardı.
Lülü Şirin’e dönerek, “Yavrularım havuza senden izin almadan girdiği için özür dilerim. Şimdi izin verirsen birlikte havuza girip oyun oynasak olur mu?” diye sordu. Şirin bu defalık bir şey olmayacağını, zaten bir önceki akşamdan oyun oynamak için sözleştiklerini ama yine de başkalarının eşyalarını izinsiz kullanmanın doğru bir davranış olmadığını belirterek Lülü’yle birlikte havuza girdi. Annesi kahvaltısını hazırlayıp onu çağırana kadar hep birlikte havuzda su topu oynadılar.