Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, develer tellal iken, pireler berber iken; bir dağ köyünde yaşlı bir değirmenci yaşarmış. Yıllar boyunca çalışmaktan çok yorulan ve artık işlere yetişemeyen yaşlı değirmenci, hesap kitap işlerini takip etmesi için uzun yıllardır beslediği kedisini görevlendirmiş. Değirmencinin bu sadık kedisi, çok akıllı bir hayvanmış. Hesap kitaptan da anlarmış.
Yaşlı değirmenci, kedilerle farelerin dost olduğu o günlerde, değirmenin önündeki bahçenin bakımını yapması için de bir tarla faresini işe almış. Fare, değirmencinin bahçesinde yetiştirdiği sebze ve meyvelerin verimini artırmak için toprağı belliyor, yaşlı adamın getir götür işlerini yapıyormuş.
Kedi ve tarla faresi, yaşlı değirmencinin işlerini epeyce kolaylaştırmış. Kedi, köylülerin değirmene getirdiği arpa, buğday ve mısır çuvallarını tartıyor, kimin ne kadar un getirdiğini deftere yazıyor ve hesapları tutuyormuş. Fare de, toprağı belleyerek o kadar güzel havalandırıyormuş ki, bahçedeki sebzelerin verimi iki kat artmış.
Gel zaman git zaman, işler tıkırında giderken, bizim tarla faresi karşısına çıkan bir başka tarla faresine aşık olmuş. Değirmencinin yanında karın tokluğuna çalışan tarla faresi çok fakirmiş ve aşık olduğu farenin gönlünü kazanmak için ona küçük de olsa bir hediye alamıyormuş.
Tarla faresi düşünmüş taşınmış, biraz da kaşınmış. En sonunda değirmenin çatısından küçük bir delik açarak içerideki mısır ve buğdaylardan aşırıp aşık olduğu fareye hediye etmeye karar vermiş. Bir, iki, üç, böyle devam ederken, köylü değirmenciden şikayet etmeye başlamış. Çünkü verdikleri arpa, buğday ve mısırın karşılığında aldıkları un, geçmişte aldıkları una göre epeyce azalmış.
Tüm köyde, değirmencinin tahılları çaldığı dedikoduları yayılmış. Tabi bu dedikodular sonunda değirmencinin kulağına da gelmiş. Hem köylüler artık hasat ettikleri tahılları, komşu köydeki değirmenciye götürmeye başlamış.
Bu duruma çok bozulan değirmenci kediyi yanına çağırmış. Olanları izah etmesini istemiş. Fakat kedi bu durumu değirmenciye bir türlü izah edememiş çünkü farenin tahılları çaldığının farkında değilmiş. Değirmenci çok sinirlenmiş ve kediyi işten kovmuş.
Ancak kedi kovulmayı gururuna yedirememiş. Tahılların neden eksildiğini anlamak için uzaktaki bir ağacın tepesinden değirmeni gözlemeye başlamış. Bir de ne görsün! Gece olunca fare çatıda açtığı delikten içeri giriyor, tahılları elindeki torbaya doldurup değirmenden çıkıyormuş.
Sabaha kadar ağaçta bekleyen kedi, yaşlı değirmenci değirmene gelirken onun önünü kesmiş ve gece gördüklerini anlatmış. Değirmenci önce kediye inanmamış ama çatıdaki deliği görünce kedinin haklı olduğunu anlamış. Kediye, hemen fareyi yakalayıp getirmesini söylemiş.
Durumu fark eden ve suçüstü yakalandığını anlayan fare elindeki küreği fırlatıp kaçmaya başlamış. İşte o gün bugündür, fareler kaçar, kediler kovalarmış…