Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde yemyeşil bir ormanın içinde, minik ağaç bir evde ailesiyle yaşayan yavru sincap varmış. Bu sincabın adı Tatlı imiş. Tatlı adı gibi çok tatlıymış ve tatlı yiyecekler yemeği çok severmiş. Her gün orman da bulduğu, balı, şekerlemeleri yermiş. Ailesi ona “Tatlı çok şeker yersen dişlerin çürür, hastalanırsın” diyormuş ama Tatlı onları hiç dinlemezmiş.
Tatlı, yine evinden çıkmış ve ormanda şekerlemeler aramaya başlamış. Daha önce hiç görmediği bir mağara görmüş ve merakına yenik düşüp mağaranın içine girmiş. İçerisi renk renk şekerlemeler, bal kavanozları, pastalar görmüş. Tatlı, çok sevinmiş ve hemen yemeğe başlamış. O kadar çok yemiş ki küçücük sincabın karnı kocaman olmuş. Evine zor giden sincabın, karnı ve dişi ağrımaya başlamış. Tatlı, annesine seslenip “Anne, ben iyi değilim” demiş. Anne sincap hemen çocuğunun yanına gitmiş ve onun halini iyi görmeyip onu doktora götürmüş. Doktor, Tatlı’yı muayene etmiş ve dişlerinin çürüdüğünü, karın ağrısının da çok yemekten olduğunu söylemiş. Çantasından kocaman bir iğne çıkarmış. Tatlı, iğneyi görür görmez ağlamaya başlamış. Annesi “Tatlıcığım, bu sana bir ders olsun, bir daha bu kadar çok şeker yemezsin” demiş. Tatlı “Çok özür dilerim anne, gerçekten bir daha şekerli yiyecekler yemeyeceğim” demiş.
Doktor, Tatlı’nın dişine iğneyi yapıp dişi uyuşturmuş ve çürükleri tedavi etmiş. Karın ağrısı içinde, ilaç içirmiş ve evine göndermiş. Tatlı eve gittiğinde kendisini daha iyi hissediyormuş. Yaşadığı bu acılar ona büyük bir ders olmuş. Bir daha asla fazla şeker yememiş, sağlığına çok dikkat etmiş. Her gün düzenli bir şekilde dişlerini fırçalamış.
Ormanın en tatlı hayvanlarından olan sincaplarla ilgili daha fazla masal okumak isterseniz Sincap Masalları kategorimizi inceleyebilirsiniz.