Bir zamanlar kurnazlığı ile övünen bir tilki varmış. Bu tilkinin adı Kızıl Tüy’müş. Kızıl Tüy bütün hayvanları kandırırmış. Orman sakinleri artık bu duruma alıştıkları için Kızıl Tüy ile ne yarışa girerler nede uzun sohbet ederlermiş.
Bir gün ormana Kara Porsuk adında bir hayvan gelmiş. Kara porsuk, okumayı, öğrenmeyi çok seven bir hayvanmış. Her gün yeni bilgiler öğrenirmiş. Kızıl Tüy, ormana yeni bir hayvan geldiğini duyunca koşarak yanına gitmiş, onu kandıracağını düşünmüş. Kızıl Tül “Merhaba benim adım Kızıl Tüy, ormana hoş geldin” demiş. Porsuk “Merhaba, benim adımda Kara Porsuk, tanıştığımıza memnun oldum” demiş. Kızıl Tüy “Seninle bir oyun oynayalım mı?” diye sormuş. Porsuk heyecanla “Tabi oynayalım, nasıl bir oyun bu?” diye sormuş. Kızıl Tüy “Şimdi sana sorular soracağım bilirsen sana koca bir çuval ceviz vereceğim, sende bana sorular soracaksın eğer ben bilirsem sende bana evinde ki bütün erzağı vereceksin” demiş. Porsuk kabul etmiş ve başlamışlar sorular sormaya. Kızıl Tüy beş soru sormuş ve Porsuk hepsini bilmiş. Çünkü bütün sorular okuduğu kitaplarda varmış. Sıra Porsuğa gelmiş ve sorularını sormuş. Ama Kızıl Tüy hiç birini bilememiş. Porsuk, tilkinin kendisini kandırmaya çalıştığını anlayınca “Kazanan benim Kızıl Tüt, şimdi bana çuvalımı getir” demiş.
Tilki ilk defa bu kadar bilgili bir hayvanla karşılaştığı için çok şaşkınmış. İlk kez ödül kaybeden tilki ne yapacağını bilememiş ve kaçıp gitmiş. Kara Porsuk da arkasından gülerek “Herkesi kandıramayacağını öğren kurnaz tilki, bu hayatta senden akıllılar da var” demiş. Tilki yaptığından utanmış ve bir daha kimseyi kandırmaya çalışmamış. Bu ona büyük bir ders olmuş, bütün orman sakinleri de rahat bir nefes almış. Masal da burada bitmiş.
Yeni masal okumayı seviyorsanız Yeni Masallar kategorimizi inceleyebilirsiniz.