Bir zamanlar güzel bir şehirde yaşayan Adnan adında küçük bir çocuk varmış. Adnan parkta oyun oynamayı çok seviyormuş. Adnan çok neşeli ve hareketli bir çocukmuş. Parkta arkadaşlarıyla koşup zıplar, salıncakta sallanır, kumda kale yapar, tünelde kaybolurmuş. Ama en çok sevdiği şey kaydıraktan kaymakmış. Bu oyunlar arasında ise en sevdiği şey ise kaydıraktan kaymakmış. Bazen kaydırak çok dolu olduğunda sırasını bekler, beklerken de sırada oyun oynar atlar zıplarmış.
Günlerden bir gün Adnan yine parka gitmiş ve arkadaşlarıyla oyun oynamaya başlamış. Her oyuncağa tek tek binmiş ve sıra kaydıraktan kaymaya gelmiş. Kaymak için sıra olduğunu gören Adnan sıraya girip beklemeye başlamış, o sırada ise zıplamış, değişik hareketler yapmış. Birden dengesini kaybetmiş ve kaydırağın tepesinden aşağı düşmüş. Düşerken dizini ve kafasını çarpmış. Canı çok acımış, ağlamaya başlamış. Arkadaşları hemen Adnan’ın yanına gitmiş ve ona yardım etmeye çalışmışlar. O sırada annesi durumu fark etmiş ve koşarak Adnan’ın yanına gitmiş. Adnan’ı yerden kaldırmış ve iyi olup olmadığını sormuş. Adnan iyi olduğunu sadece biraz dizinin acıdığını söylemiş. Annesi küçük çocuğu kucağına almış ve özce dizini sonra kafasını öpmüş. Yanında ki kremi çıkarıp dizine sürmüş. Adnan’ın acısı geçince gülümsemiş ve annesine teşekkür etmiş. Adnan’ın iyileştiğini gören arkadaşları “Adnan, hadi gel oyunumuza devam edelim” demişler. Adnan da gülümseyerek, arkadaşlarının yanına gitmiş ve oyun oynamaya devam etmiş.
O günden sonra parkta yada her hangi bir yükseklikte, zıplamamış ve değişik hareketler yapmamış. Bu düşüş Adnan’a büyük bir ders olmuş. Bu hikayede burada bitmiş.
Daha fazla hikaye okumak isterseniz Hikayeler kategorimizi inceleyebilirsiniz.