Patlamış Mısır Yağmuru Masalı

Gülperi pencerenin önüne oturmuş, karşıdaki erik ağacının dallarında oynaşan kuşları izliyormuş. Hava çok sıcak olduğu için annesi dışarıya çıkmasına izin vermemiş. O da oyuncaklarıyla yalnız başına oynamaktan sıkıldığı için pencerenin önünde güneşin evine gitmesini bekliyormuş. Çünkü annesi ona, akşamüstü hava serinleyince sokakta oynayabilirsin demiş.

Kuşlar daldan dala atlayıp cıvıldaşırlarken sonra birden bire kar yağmaya başlamış. Gülperi bu durum karşısında çok şaşırmış, ağustos ayında nasıl olur da kar yağar ki diye düşünerek, annesine sormadan sokağa atmış kendini. Sokağa çıktığında bir de ne görsün? Yağan kar değil, patlamış mısırmış. Bu duruma sadece Gülperi değil herkesler şaşırmış. Şemsiyelerini kapan sokağa fırlamış. Şemsiyeleri ters çevirerek patlamış mısır biriktirip evlerine götürmüş. Şemsiyeler dolup taştıktan sonra da kovalarla toplamışlar patlamış mısırları. Bazı çocuklar ise ağaçların dallarından, bahçe duvarlarının ve arabaların üstünden topladıkları patlamış mısırları yiyorlarmış tadını çıkara çıkara.

Patlamış mısır yağmuru yarım saat kadar devam etmiş ve bütün kasaba bembeyaz olmuş. Kış aylarına hazırlık için yiyecek biriktirme telaşıyla koşuşturan karıncalar, yuvalarına avuç avuç patlamış mısır taşımışlar. Gülperi yeteri kadar patlamış mısır topladığından emin olunca eve geri gelmiş. Televizyonun karşısında uyuyakalan annesi bütün bu olan biteni görememiş tabi. Annesini uyandırarak heyecanla olanları anlatmış. Annesi böyle bir şeyin olamayacağını düşünmüş ve “Kızım sen yanlış görmüşsündür. Güneşe çıkıp benden izinsiz oyunlar oynayınca gözlerin kamaşmıştır tabi seni yaramaz” demiş. Gülperi annesine pencereden dışarıya bakmasını söylemiş sonra. Annesi bütün sokakların, evlerin çatılarının, arabaların üstlerinin, ağaçların dallarının patlamış mısırlarla örtüldüğünü görünce gözlerine inanamamış.

Gülperi sonra heyecan içinde başka bir kasabada oturan kuzenini aramış. Onların kasabasına da patlamış mısır yağmurunun yağıp yağmadığını sormuş. Ama kuzeni Ayperi’nin oturduğu kasabaya hiç patlamış mısır yağmadığını öğrenince üzülmüş. Sonra Ayperi’ye, “Sen hiç merak etme olur mu? Ben zaten çok fazla patlamış mısır topladım. Hepsini benim yemem mümkün değil. Hem yarın günlerden pazar. Annem ve babamla size geliriz, gelirken de patlamış mısırlardan sana da getiririz” demiş. Ayperi bunu duyunca çok mutlu olmuş. Hem kuzenini göreceği, hem de gökyüzünden yağan patlamış mısırlardan yiyebileceği için çok sevinmiş.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir