Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde Suna adında tatlı bir ceylan varmış. Suna, annesi ve babasıyla birlikte Asya’nın çöllerinde huzur içinde yaşıyormuş. Suna’nın en yakın arkadaşları, zebra ve çitaymış. Ama bu çölde evler birbirine pek yakın değilmiş, oyun oynamak için her gün en az bir saat yürümeleri gerekiyormuş. Bu da Suna’yı ve diğer hayvanları çok yoruyormuş.
Suna’nın arkadaşlarının hepsinin kardeşi varmış ve Suna da kardeşinin olmasını çok istiyormuş. Sürekli “Anne, keşke benimde bir kardeşim olsa, ona bildiğim her şeyi öğretir, oyunlar oynar, yemekler yedirirdim” diyormuş. Günlerden bir gün annesi ve babası Suna’ya beklediği güzel haberi vermişler. Anne ceylan “Suna, sonunda istediğin oldu kızım, bir kardeşin olacak” demiş. Suna sevinçten havalara uçmuş. “Yaşasın, yaşasın” bağırarak anne ve babasına sarılıp, bu güzel haberi arkadaşlarına vermeye gitmiş. Günler, haftalar geçmiş, Suna odasında kardeşine bir yer hazırlamış. Ona kendi küçüklüğünden kalan eşyalardan yatak yapmış, dolabını dizmiş. Kısa bir süre sonra kardeşi dünyaya gelmiş. Anne ve babası “Suna, kardeşine isim koymak ister misin?” diye sormuş. Suna “Evet, çok isterim. Kardeşim çok güzel, bu yüzden onun adı Güzel olsun” demiş. Anne ve babası küçük yavrunun adını Güzel koymuşlar. O günden sonra Suna, bildiği her şeyi Güzel’e öğretmeye başlamış. Yemek bulmayı, çölde kaybolmadan yürümeyi, kum fırtınasından korunmayı…
Aradan yıllar geçmiş, Suna ve Güzel çok iyi anlaşan kardeşler olarak tüm Afrika’ya örnek olmuşlar. Onları gören kardeşler hiç tartışmamış ve birbirlerine sımsıkı sarılmışlar. Çünkü kardeşlik dünyanın en güzel duygusuymuş…
Daha fazla kısa masal okumak isterseniz Kısa Masallar kategorimizi inceleyebilirsiniz.