Bir gün bir ormanda bir tavşan hoplaya zıplaya geziniyormuş. Bu tavşan ormanda gördüğü bütün arkadaşlarına ne kadar hızlı olduğundan bahseder, kimsenin onu geçemeyeceğini söylermiş. Aslında bu tavşan, gerçekten de güçlü ayaklarıyla çok hızlı koşarmış. Arkadaşları ise tavşanın bu şekilde böbürlenmesinden pek hoşlanmazlarmış. Ama hiçbirisi de onunla yarışmaya yanaşmazmış.
Kendini beğenmiş bu tavşanın her yerde “Ben çok hızlıyım, beni kimse geçemez” diye dolaşması, yaşlı kaplumbağanın kulağına gitmiş. Aslında yaşlı kaplumbağa, oldukça yavaş yürüyor hatta yürürken bacakları bile ağrıyormuş. Tavşanın bir dakikada aldığı yolu bir günde bile zor alırmış. Yaşlı kaplumbağa kendini beğenmiş bu tavşanla karşılaşmayı ve ona haddini bildirmeyi çok istiyormuş. Tesadüf bu ya bir gün yaşlı kaplumbağa ile kendini beğenmiş tavşan ormanda karşılaşmışlar. Yaşlı kaplumbağa tavşanı görür görmez, -İyi günler tavşan kardeş, ben de seni arıyordum, diye seslenmiş. Tavşan merakla sormuş; -Beni neden arıyorsun, kaplumbağa kardeş? demiş. Kaplumbağa; -Duydum ki her yerde kendinin çok hızlı olduğunu söylüyormuşsun, seninle yarış yapmak istiyorum, hadi yarışalım da hangimiz daha hızlıyız görelim bakalım. Yaşlı tavşan, kendini beğenmiş kaplumbağanın sözlerine çok gülmüş; -Aman kaplumbağa kardeş, benimle dalga mı geçiyorsun. Senin benimle yarışabilmen imkansız, sen daha bir adım atmadan ben yarışı bitiririm bile, istersen kendini boş yere yorma. Kaplumbağa; -Bu yarışta seni geçeceğim. İstersen hemen başlayalım, demiş. Bütün orman hayvanları toplanmışlar. Yarışın sonucunu merakla beklemeye başlamışlar. Herkes birbirine, “kaplumbağa kardeş çok yavaş. Tavşanı bu hızıyla nasıl geçebilir ki?” diye soruyormuş. Tavşan ve kaplumbağa son hazırlıklarını yaparak yarışacakları yere gelmişler. Derken yarış başlamış. Tavşan bir anda ok gibi fırlamış.
Kaplumbağa ise yavaş yavaş yürümeye başlamış. Tavşan gözden kaybolmuş bile. Bir süre sonra geriye dönüp bakmış, ne gelen var ne giden. Kaplumbağa yarışı akşama bitirir ancak, en iyisi ben şurada birazcık uzanayım, diyerek bir ağacın altında uzanmış ve uyumaya başlamış.
Tavşan, yarışı kazanacağından oldukça emin uyuyadursun, kaplumbağa kendinden emin adımlarla yavaş yavaş yürümeye devam ediyormuş. En sonunda tavşanın yattığı yere varmış. Bakmış tavşan horul horul uyuyor, hiç temposunu bozmadan yoluna devam etmiş.
Bir süre sonra tavşan, uyanmış “Artık yarışı bitireyim, yaşlı kaplumbağa hala peşimden geliyordur” diyerek arkasına bakmış. Gelen kimsecikler yokmuş.
Tavşan; “yaşlı kaplumbağa yarıştan vazgeçti herhalde” diyerek yarışın biteceği yere doğru koşmaya başlamış.
Tavşan birde ne görsün, yaşlı kaplumbağa kendisini geçmiş, hatta yarışı bitirmek üzere bile. Son bir gayretle hızla koşarak kaplumbağayı geçmeye çalışmış ama olmamış. Yaşlı kaplumbağa yarışı bitirmiş bile. Yarışı kazanan yaşlı kaplumbağa tavşanın yanına gelmiş. Yarışı kaybeden tavşan bir kenarda üzgün, bir o kadarda şaşkın bakıyormuş. Bunu gören yaşlı kaplumbağa, tavşana demiş ki; -Bak tavşan kardeş, önemli olan yaptığın her işte kararlı olmaktır. Boş yere övünmek sadece zayıflıktır. Bundan sonra sende “en hızlı benim” diyerek övünme! demiş ve yuvasına doğru yavaş yavaş yürümeye başlamış. Tavşan yaptığı hatayı anlamış ve o günden sonra hiç kimseye çok hızlı olduğundan söz etmemiş.
Daha fazla uzun masal okumak isterseniz Uzun Masallar kategorimizi inceleyebilirsiniz.