Yarasa İle Kirpinin Masalı

Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, develer tellal iken, pireler berber iken bir ormanda çok iyi arkadaş olan bir yarasayla bir kirpi yaşarmış. Yedikleri içtikleri ayrı gitmeyen bu iki arkadaşın dostluğuna, ormandaki diğer hayvanlar gıpta ile bakarmış. Yarasa yemek yaptığında dostu kirpiyi davet edermiş.  Kirpi de yaptığı yemekleri çok beğenen dostunu sık sık yemeğe çağırırmış.

Ara sıra bu iki dostun yemek davetlerine sansar da katılırmış. Sansar, kirpi ile yarasanın dostluğunu kıskanırmış ama bunu hiç belli etmezmiş.

Günün birinde kirpinin yemeğine katılan sansar ile yarasa, yemekten evlerine dönerken sansar yarasaya, “Dostum; sana bir şey söyleyeceğim ama kızmak yok olur mu” demiş.
Yarasa sansara dönerek, “Neden kızayım ki! Sen benim dostumsun. Beni üzecek bir şey söylemezsin. Tabii ki söyle, dinliyorum” karşılığını vermiş.

Sansar, “Bu kirpi senden çok daha güzel yemek yapıyor. Senin yaptığın yemekler onunkilerden daha yavan kalıyor” demiş. Yarasa hiçbir şey söylememiş ama morali biraz bozulmuş. Çünkü kirpi her zaman yaptığı yemekleri çok beğenir, ona kendisinden daha güzel yemek yaptığını söylermiş.

Yarasa ile kirpinin dostluğunu gün geçtikçe daha çok kıskanan sansar, yarasaya zaman zaman bu tür sözler söylemeye devam etmiş. Gel zaman git zaman, sansarın söyledikleri yarasayı daha çok rahatsız eder hale gelmiş.

Günün birinde yarasa yine kirpiyi yemeğe çağırmış. Kirpi yarasanın yaptığı incir çorbasını öve öve bitirememiş. Onun kendisinden çok daha güzel yemek yaptığını tekrarlamış. Fakat sansarın sözleri, yarasanın kafasının içinde yankılanıp duruyormuş. Dostuna olan sevgisinin yerini zamanla kıskançlık duygusu almış. Sansarın ektiği nifak tohumları yüzünden bir süre sonra kıskançlık duygusu yerini nefrete bırakmış. Ama kirpiye bu duygularını belli etmemeye büyük özen göstermiş.

Kirpiye karşı içinde biriken nefret, onu bir plan kurgulamaya itmiş. Bir gün kirpiye, “Bu akşam bana gel. Sana incir çorbasını nasıl yaptığımı öğreteyim” demiş. Kirpi buna çok sevinmiş.

Yarasa çorbayı yaparken ılık suyun içine atlamış ve incirleri suyun içindeyken doğramaya başlamış. Fakat kirpiye, suyun kaynamakta olduğunu, incir doğrandığında sıcak suyun zarar vermediğini, bu bilgiyi de ormanın bilgesi baykuştan öğrendiğini söylemiş.

İncir çorbasının nasıl yapıldığını öğrenen kirpi sevinçle evine dönmüş. Ertesi sabah heyecanla sansarı yemeğe çağırmış. Sansara, incir çorbasının tarifini yarasadan aldığını, isterse ona da öğretebileceğini söylemiş.

Akşam arkadaşının evine yemeğe gelen sansarın gözleri önünde kaynar suya atlayan kirpi oracıkta ölmüş. Sansar olan biteni anlamış ve olayı hemen ormanın kralı aslana anlatmış. Bütün hayvanlar o gece sabaha kadar yarasayı aramış. Ancak kuytu bir mağaraya saklanan yarasayı bir türlü bulamamışlar.

O gün bugündür yarasa gündüzleri dışarı çıkamaz olmuş ve genellikle mağaralarda yaşamış.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir