Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, köyün birinde çok yaşlı bir dede varmış. Bu dede yıllardır yalnız yaşar pek kimseyle konuşmaz ara sıra kasabaya iner ihtiyaçlarını alır daha sonrada yine kimseyle görüşmeden kulübesine dönermiş. Küçük çocuklar bu yaşlı dedeyi görünce korkudan yolunu değiştirir, büyük çocuklar ise peşinden gitmeye kalkar ama her seferinde yaşlı adam bastonunla onları kendinden uzaklaştırırmış.
Aslında bu yaşlı adam öyle herkesin zannettiği gibi çok ta zavallı ve kimsesiz biri değilmiş. Yıllar önce oğlu ile yaşadığı bir anlaşmazlık sonunda bütün mal varlığını oğluna bırakarak bu köye baba ocağına dönmüş. O günden sonra da hayata küsmüş, kimseyle konuşmamış. Yıllar içinde oğlunun hayatında da çok şeyler değişmiş, evlenmiş ve bir kız çocuğu olmuş.
Önceleri babasının yokluğunu pek hissetmemiş ama zamanla olgunlaştıkça babasına yaptığı haksızlığı fark etmiş. Yıllar böyle geçip gitmiş. Küçük kızı büyümüş ve okul çağına gelmiş. Bir gün genç adam kızını karşısına almış ve başlamış anlatmaya. Aslında kendisinin bir babası olduğunu, uzun yıllardır görüşmediklerini onu çok görmek istediğini fakat babasının vereceği tepkiden çekindiğini uzun uzun anlatmış. Küçük kız duyduklarına çok üzülmüş ama bir o kadar da sevinmiş. Bir dedesi olduğunu bilmek onun küçücük kalbini çok heyecanlandırmış. Dedesi ile tanışmak, ona sarılmak, kucağında şımarmak belki de babası ile tekrar bir araya gelmesini sağlamak. Bunları düşündükçe içi içine sığmıyormuş. Ancak bütün bunları yapabilmek için okulların tatil olmasını beklemesi gerekiyormuş. Böylede olmuş. Önce ilkbahar arkasından yaz gelmiş ve okullar tatil olmuş. Küçük kız karnesini almış, çok mutluymuş fakat kimseye göstermemeye kararlıymış. Bütün ısrarlar, karne hediyesi hiç biri küçük kızı kararından döndürememiş.
Evet aylardır hayal ettiği gibi yapacakmış. Karnesini ilk dedesine gösterecekmiş.
Babasını ikna etmesi çok kolay olmuş ve hemen yola çıkmışlar. Yolculuk çok güzel geçmiş. Dedesine giden yolun güzelliği küçük kızı büyülemiş. Köye girdikten sonra köyün çocuklarından yol göstermeleri için yardım istemişler. Çocuklar yaşlı adamın kulübesine kadar yol göstermişler. Kulübeye geldiklerinde dedesi içeride yokmuş başlamışlar beklemeye. Bu arada köyün çocukları ile arkadaş olmuşlar. Tam hava kararmak üzereymiş dedesi karşıdan görünmüş. Küçük kız hiç düşünmeden dedesine koşmuş ve kucağına atlamış. Önce çok şaşıran yaşlı adam durumu anlayınca çok sevinmiş ve önce torununa, sonra gelinine, sonrada oğluna uzun uzun sarılmış.
Geçen yıllardan hiç bahsetmeden gelecek yılların hayalını kurmaya başlamışlar. Bundan sonra her yaz tatilini küçük kız köyde dedesi ve oradaki arkadaşları ile geçirecek. Kışları ise dedesi şehre gelecekmiş. Öylede olmuş. Bir daha dede ve torun hiç ayrılmamışlar. Uzun yıllar hep bu şekilde mutlu mesut yaşamışlar.
En güzel uyku masalları için sitemizi takip etmeyi unutmayın.