Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde çok uzak bir ormanda, bir zebra yaşarmış. Adı Zeze imiş. Zeze, çok tatlı ve sevimli bir zebra imiş. Ama bir kusuru varmış. O da çok obur olmasıymış. Zeze, her gün ormanda dolaşır, yediği bitkilerden hiç doymazmış.
Bir gün, ormanın kenarında, bir bahçe görmüş. Bahçede, iri iri, sarı sarı armutlar asılıymış. Zeze, armutları görünce, çok iştahlanmış. “Bir tane yesem ne olur ki?” diye düşünmüş. Bahçenin sahibinden izin almadan, bahçeye girmiş. Bir armut koparıp yemiş. Çok lezzetliymiş. Bir tane daha yemiş. O da çok lezzetliymiş. Böylece, Zeze, armutları yemeye devam etmiş. Ama fark etmemiş ki, bahçenin sahibi onu görmüş. Bahçenin sahibi, çok kızgın bir çiftçi imiş. Zeze’nin armutlarını yediğini görünce, çok sinirlenmiş. Zeze’e doğru koşmaya başlamış. Zeze, çiftçiyi görünce, hemen kaçmaya çalışmış, çok armut yediği için, karnı şişmiş hızlı koşamamış. Ama yine de kaçmayı başarmış. Zeze, yaptığı davranış yüzünden çok üzgünmüş, yediği fazla armutlar yüzünden de karnı çok ağrıyormuş. Arkadaşları, onun halini görünce, çok şaşırmışlar. Zeze, olanları anlatmış. Arkadaşları, ona acımışlar. Ama aynı zamanda, ona kızmışlar. “Zeze, sen nasıl yaparsın böyle bir şey? Bahçenin sahibinin iznini almadan, armutlarını yemek çok ayıp. Hem de çok sağlıksız. Senin için iyi olan, ormandaki bitkiler. Lütfen bundan sonra, böyle şeyler yapma.” demişler.
Zeze, arkadaşlarının sözlerini dinlemiş. Bahçeden izinsiz armut toplamanın neden yanlış olduğunu anlamış. Artık bahçeye gitmemiş. Ormandaki bitkilerle yetinmiş. Karnı da ağrımamış. Zeze, arkadaşlarıyla oynamaya devam etmiş. Ama artık çok obur olmamış. Her şeyden azar azar yemiş. Masal da burada bitmiş.
Daha fazla kısa masal okumak isterseniz Kısa Masallar kategorimizi inceleyebilirsiniz.