Ali, köyde yaşayan yaramaz bir çocukmuş ve dişi ağrımaya başladığında perilerden yardım istemiş. Bu dileği gerçekleşmiş ve bir gece diş perileri onu kendi dağlarına götürmüş. Bu büyülü yolculuk, Ali’nin korkularını yenmesini sağlar.
Küçük bir köyde, Ali adında enerjik ama inatçı bir çocuk yaşarmış. Ali dişlerini fırçalamaz, şekerden vazgeçmezmiş. Bir gün dişi ağrımaya başlamış. Ama doktora gitmekten öyle korkuyormuş ki kimseye söylememiş.
Bir gece, ağrı yüzünden uyuyamazken yıldızlara bakarak şöyle demiş: “Keşke diş perileri gerçekten olsaydı ve beni kurtarsaydı.” Tam o sırada pencere hafifçe aralanmış. İçeriye parlak bir ışıkla üç küçük diş perisi girmiş! “Dileğin duyuldu Ali. Şimdi seni Diş Dağı’na götüreceğiz,” demişler. Ali gözlerini ovuşturmuş ama bu bir rüya değilmiş. Uçarak gökyüzüne yükselmiş ve dağın tepesindeki diş perisi merkezine varmış. Burada periler çocukların düşen dişlerini topluyor, sağlıklı olanlara parıltı ödülü veriyormuş. Ama kötü durumda olanlara yardım etmeleri gerekiyormuş. “Senin dişin çok üzgün,” demiş küçük bir peri. “Onu kurtarabiliriz ama sen de yardım etmelisin.”
Ali önce korkmuş ama perilerin neşesi onu rahatlatmış. Dişini özel bir ilaçla iyileştirmişler. Ali uyanınca hemen annesine koşmuş ve olanları anlatmış. Annesi biraz gülmüş ama sonra onu dişçiye götürmüş. Ali artık her gün dişlerini fırçalıyor, perileri mutlu etmek için şekeri azaltıyormuş. Çünkü sağlıklı bir gülüş, masallardan daha parlakmış.
Daha fazla kısa masal okumak isterseniz Kısa Masallar kategorimizi inceleyebilirsiniz.
