Bir zamanlar karlı dağlarla çevrili, huzurlu bir kasabada yaşayan bir çocuk varmış. Adı Can’mış. Can, hayvanları çok sever, kışın soğukta yiyecek bulamayan kuşlar için pencerenin önüne ekmek kırıntıları koyar, kapısının önüne her zaman su ve mama koyarmış.
Günlerden bir gün Can ve annesi bahçede kar topu oynarken, karların arasından gelen ince bir miyavlama sesi duymuşlar. Can sesi takip edip bakınca, titreyerek yatan minik bir yavru kedi görmüş. Kedi çok üşümüş ve aç görünüyormuş. Hemen annesine seslenmiş ve birlikte kediyi karların arasından çıkarmışlar. Annesiyle birlikte onu hemen eve götürmüşler. Kediye sıcak bir yer hazırlayıp süt vermişler. Can, onu sarıp sarmalamış ve minik dostu için yumuşak bir yatak yapmış. Günler geçtikçe kedi güçlenmiş, Can’la oyunlar oynamaya başlamış. Ancak bir sabah, Can ve annesi kasabanın ilan panosunda bir kayıp kedi duyurusu görmüşler. Fotoğraftaki kedi, Can’ın sahiplendiği minik dostuna çok benziyormuş! Sahibi onu çok arıyormuş.

Can, kediyi çok sevmesine rağmen, sahibine kavuşmasının daha önemli olduğunu biliyormuş. Annesiyle birlikte ilanı veren kişiye ulaşmışlar. Birkaç saat içinde kedinin sahibi büyük bir mutlulukla Can’ın evine gelmiş. Küçük kedi sahibini görünce hemen onun kucağına atlamış. Can, kediyi çok özleyeceğini biliyormuş ama onu gerçek yuvasına kavuşturduğu için de çok mutluymuş. O günden sonra, her hayvana ihtiyacı olduğunda yardım etmeye devam edeceğine söz vermiş. Bu hikayede mutlu bir şekilde bitmiş.
Daha fazla hikaye okumak isterseniz Hikayeler kategorimizi inceleyebilirsiniz.