Mercan Krallığı’nda tek başına kalan küçük denizkızı Nara, yalnızlık hissiyle yüzeye yaklaşır. Burada yunuslar, deniz kaplumbağaları ve hatta küçük bir mürekkep balığıyla arkadaşlık kurar.
Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde derin okyanusların en sakin köşesinde, Mercan Krallığı adında büyülü bir yer vardı. Bu krallık bir zamanlar neşeyle doluydu. Ama bir gece büyük bir fırtına çıktı ve krallığın halkı başka denizlere göç etti. Geride sadece küçük bir denizkızı kaldı: Nara.
Nara günlerini yosunlarla oynamakla, mercanlara isim takmakla geçiriyordu. Ama kalbindeki yalnızlık her geçen gün büyüyordu. Gözyaşları tuzlu suya karışıyor, yankılanan sesi sadece deniz kabuklarına çarpıyordu. Bir sabah, yüzeye yaklaşan Nara, bir grup yunusun dans ettiğini gördü. Hayranlıkla onları izledi. Yunuslardan biri Nara’yı fark etti ve yanına geldi. “Selam! Burada yalnız mı yaşıyorsun?” Nara başını salladı. “Evet burada yalnız yaşıyorum. Krallığım boşaldı, kimsem yok.” dedi. Yunus gülümsedi. “O halde bizi tanımaya ne dersin?” diye sordu. Nara bu fikre çok sevindi. Deniz kızı hemen yunuslarla tanıştı hepsiyle arkadaş oldu sonra bir kaplumbağa ailesiyle karşılaştı. Küçük bir mürekkep balığı da onunla saklambaç oynamak istedi. Her gün farklı bir deniz canlısı Nara’yı ziyaret etti.
Nara artık yalnız değildi. Yeni tanıştığı arkadaşlarıyla her gün eğlenceli vakit geçirmeye başladı. Okyanusun kalbinde dostluk vardı. Bazen farklı olmak, seni daha da özel yapardı.
Daha fazla hikaye okumak isterseniz Hikayeler kategorimizi inceleyebilirsiniz.
