Kumkent’in Devrilen Merdiven Masalı

Çöl kasabası Kumkent’te yaşayan küçük canlılar, yüksek kulelerdeki su kaynaklarına ulaşmakta zorlanır. Bir gün yaşadıkları zorluk büyüyünce, büyük küçük tüm canlılar el ele verip kalıcı bir çözüm bulur. Bu çözüm, bir şehrin kaderini değiştirir.


Bir varmış bir yokmuş… Evvel zaman içinde kalbur saman içinde güneşin kavurduğu, altın rengi kumların göz alabildiğine uzandığı kocaman bir çölde, taş kulelerle çevrili küçük ama sevimli bir yer varmış adı da Kumkentmiş. Kumkent’in en dikkat çeken yapıları, göğe uzanan su kuleleriymiş. Bu kulelerin içinde serin ve tatlı sular saklanırmış. Kuleler o kadar yüksekteymiş ki, sadece uzun boylu ya da uçabilen canlılar bu sulara kolayca ulaşabilirmiş. Deve, devekuşu, çöl tilkisi ve akbabalar kulelere zahmetsizce çıkar, ihtiyaç duydukları kadar su içerlermiş. Ama ya küçükler? Minicik hamam böcekleri, su damlasıyla doyacak karıncalar, çabucak yorulan kum sincapları ve kaygan kertenkeleler… Onlar bu kulelere tırmanmaya çalışırken ya düşer ya da sıcaktan bayılırmış. En iyi günlerinde bile kuleye ulaştıklarında çoğu zaman su tükenmiş olurmuş.

Bir gün, sıcaklığın doruğa ulaştığı öğle vaktinde, kum sincabı Püf, en iyi arkadaşı karınca Karni ile bir taş gölgelikte oturuyormuş. Gözlerinde yaşlarla: “Karni… Artık dayanamıyorum. Her gün deniyoruz, ama yine susuz kalıyoruz,” demiş. Karni ise titrek sesiyle: “Keşke daha büyük olsaydık,” demiş. O sırada yanlarından geçen devekuşu Zefir, bu konuşmaları duymuş. Kalbi sıkışmış. Minik dostlarının bu denli çaresiz olduğunu görmek onu çok etkilemiş. Hemen koşmuş daha doğrusu hızlı hızlı zıplayarak, çöl tilkisi Kızıl, akbaba Gagas ve bilge deve Kervan’ı bulmuş. Zefir olan biteni anlatmış. Dörtlü hemen Kumkent’in en büyük taş meydanında bir toplantı düzenlemiş. Küçükler büyük bir merakla gelmiş ama önce kimse ses çıkaramamış. Sonra Kervan yüksek sesle konuşmuş: “Her gün su taşımakla bu sorun çözülmez. Kalıcı bir şey yapmamız gerek!” Kızıl hemen düşünmüş: “Ya kulelere makaralı bir sistem kursak? Bir halatla küçükleri yukarı çekebiliriz.” Gagas, geniş kanatlarını açarak: “Ben halatları kule tepesine kadar uçurabilirim!” demiş. Plan harika görünüyormuş. Herkes heyecanla görev dağılımı yapmış: Hamam böcekleri taş taşımış, Karıncalar, yuvalarından aldıkları minik iplikleri halatlara bağlamış, Kertenkeleler kulelerin içini temizlemiş, Püf, küçük elleriyle halatları sabitleyecek kancaları taşımış, Devekuşu Zefir çöl taşlarını basamak gibi yığmış, Gagas yüksekten denetim yapmış, Kervan ise hepsini motive etmiş. Ancak işler her zaman planlandığı gibi gitmezmiş. İlk deneme gününde halatlı düzenek bir anda durmuş ve sistem devrilmiş. Minikler çok üzülmüş. Hatta Karni sessizce “Belki de biz başaramayız,” demiş. Ama o gece Kervan yaşlı gözlerle ama güçlü bir sesle konuşmuş: “Bir şey bir kere devrilince bırakılmaz. Gerçek çözüm birlikte çalışmaya devam etmektir.” demiş. Bu sözler herkese cesaret vermiş. Ertesi sabah güneş doğarken, Kumkent halkı yeniden kolları sıvamış. Bu kez daha dikkatli, daha planlı çalışmışlar. Dört gün sonra, Kumkent Merdiveni adı verdikleri döner sistemli bir su taşıma mekanizması kurulmuş. Makaralı bir sepetle küçük hayvanlar yukarı çekiliyor, su içiyor ve aşağıya güvenle indiriliyormuş.

İlk yolculuğa çıkan Püf olmuş. Yavaşça yükselirken gözleri parlıyormuş. Yukarı ulaştığında, uzun süredir içmediği kadar serin bir su içmiş ve sevinçle aşağıya dönmüş. Karni, Mırnav Kertenkele, minik hamam böcekleri sırayla su içmişler. O gün Kumkent’te sadece susuzluk değil, umutsuzluk da sona ermiş. Kulelerin tepesinde artık sadece su değil, miniklerin isimleri de yazılıymış. Püf ve Karni’nin adı, en sağlam makaranın üzerine kazınmış: “El ele verirsek her yük hafifleşir.” yazıyormuş. Kumkent’te o günden sonra her yaz mevsiminde bir kutlama yapılırmış. Minikler ve büyükler aynı sofrada su içer, gölge altında birlikte şarkı söylermiş. Ve çöl, artık sadece sıcak değil, dostlukla da ısınırmış.

Daha fazla uzun masal okumak isterseniz Uzun Masallar kategorimizi inceleyebilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir