Kuzey Ormanı’nın Bilge Baykuşu Masalı

Bir varmış bir yokmuş, bembeyaz karlarla örtülü, sessizliğin ve serinliğin hâkim olduğu Kuzey Ormanı’nda Gri adında yaşlı bir baykuş yaşarmış. Gri, yıllar boyunca bu ormanda yaşamış; mevsimlerin dönüşünü, ayın hareketlerini, karın ne zaman erken bastıracağını, fırtınaların hangi vadilerden geleceğini ezbere bilirmiş.

Onun gri tüyleri, yaşının ve tecrübelerinin izini taşırmış. Gece uçuşları sessiz, kanat çırpışları ise zarifmiş. Ama genç tilkiler, sincaplar ve sansarlar, onun bu ağır ve temkinli haline pek sabır gösteremezmiş. “Sen uçamadan biz üç tur atıyoruz ormanı!” derlermiş. Sincap Lito ise dallarda zıplarken, “Gri her şeyi bilir sanıyor ama biraz hızlı olsaydı da göreydik!” diye kahkahalar atarmış. Gri ise bu sözlere hiç aldırmazmış. Onlara sabırla, “Hızlı olmak her zaman iyiye götürmez. Bilgelik sessizlikten doğar, kulak verirsen doğa sana konuşur,” dermiş. Günlerden bir gün, kış ortasında ansızın gökyüzü kararmış, büyük bir kar fırtınası bastırmış. Dallar buzla kaplamış, kar hızla yükselmiş. Görüş mesafesi sıfıra inmiş. Genç hayvanlar ne yapacaklarını şaşırmışlar. Koşarak ormanın içine dağılıp, kimisi yönünü kaybetmiş, kimisi donma tehlikesi geçirmiş. İşte o zaman, Gri sessizce uçmaya başlamış. En yüksek ağaca konmuş ve geceyi dinlemiş. Rüzgârın yönünü, karın hızını hesaplamış. Sonra küçük dallara tünmüş ve saklanmış daha sonra küçük hayvanlara seslenmiş: “Sığınak ağacı batıda. O yöne gidin. Rüzgâr kuzeyden esiyor, karla birlikte hareket etmeyin!” Kipo ve Lito, Gri’nin dediklerine uyarak arkadaşlarına da haber vermişler. Hep birlikte Gri’nin gösterdiği yoldan ilerleyip, onun aralıklı tünekleri sayesinde doğru istikameti bulmuşlar. Gri onları bazen uyarmış, bazen cesaretlendirmiş. Yol boyunca Gri, hayvanın durumunu kontrol etmiş. Gücü tükenen bir kirpiye kanatlarıyla siper olmuş, titreyen bir tavşanı kuyruğuyla örtmüş. Sığınak ağacına vardıklarında, herkes yorgun ama güvendeymiş. Fırtına gece boyunca devam etmiş ama sabaha karşı yavaşlamış. Güneş ilk ışıklarını gönderdiğinde, genç hayvanlar Gri’nin çevresinde toplanıp “Seninle alay ettiğimiz için çok üzgünüz,” demişler. Lito da “Sen olmasaydın biz ne yapardık?” demiş. Gri gülümseyerek “Unutmayın, bilgeliğin sesi yüksek çıkmaz. Ama zamanı geldiğinde en net o duyulur.” demiş.

O günden sonra genç hayvanlar Gri’ye danışmadan karar almaz olmuş. Gri, sabırla onlara doğayı dinlemeyi, mevsimleri gözlemlemeyi ve en önemlisi yardımlaşmayı öğretmiş. Ve böylece, Kuzey Ormanı’nın sessiz gözcüsü Gri, tüm ormanın en sevilen ve en çok saygı duyulan canlısı olmuş.

Daha fazla uzun masal okumak isterseniz Uzun Masallar kategorimizi inceleyebilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir