Merve, sessiz, sakin bir çocukmuş. Kalabalıklardan hoşlanmaz, çoğu zaman kendi dünyasında yaşamayı severmiş. Oyun oynamayı da pek severmiş ama en çok da renkli ekranlı teknolojik oyuncaklarla vakit geçirmeye bayılırmış. Tabletiyle oyunlar oynar, dijital bulmacalar çözer, bazen saatlerce bu dünyadan kopamazmış. Ama kitaplar… işte onlara hiç ilgi duymazmış. Kütüphane mi? Orası da ona göre sıkıcı ve sessiz bir yer olarak görünürmüş. Okulun kütüphanesinin önünden geçerken bile içine girmez, raflarda duran kitapların onu sıkacağına inanırmış.
Bir gün sınıf öğretmeni Zeynep Hanım, sınıfa heyecanla bir duyuru yapmış: “Çocuklar! Yeni bir kulüp kuruyoruz! Adı Kitap Dedektifleri!” Sınıftan fısıltılar yükselmiş. “Kitap mı? Dedektif mi?” Merve biraz kulağını kabartmış. Zeynep Öğretmen devam etmiş: “Her hafta bir kitap okuyacağız. Kitapların içinde gizlenmiş ipuçlarını çözeceğiz ve hafta sonunda küçük bir macera oyunu oynayacağız. En çok ipucunu bulan, haftanın süper dedektifi olacak!” demiş. Merve önce tereddüt etmiş. “Ya kitaplar çok sıkıcıysa?” diye düşünmüş. Ama sonra aklına macera oyunu gelmiş. Belki bu farklı bir şeydir diye merak etmiş ve kulübe katılmaya karar vermiş. İlk hafta “Kayıp Anahtarın Sırrı” adlı kitabı okumuşlar. Merve başta biraz zorlanmış, ama hikâye ilerledikçe içine çekilmiş. Kitapta, eski bir sandığın içinde kaybolan bir anahtar ve peşinden sürüklenen bir macera anlatılıyormuş. Merve, sayfalar arasında gizli bir mesaj fark etmiş. Sayıları harflere çevirince gizli bir kelime ortaya çıkmış! “Bulduuum!” diye sevinçle bağırmış. İlk defa bir kitaptan bu kadar keyif almış. Kitap bittiğinde, içindeki dedektiflik hissi onu çok heyecanlandırmış. Sonraki hafta, “Zamanda Yolculuk Günlüğü” adlı başka bir kitap okumuşlar. Bu sefer eski bir haritanın peşinden gitmişler. Merve artık her sayfayı bir dedektif gibi okuyormuş, her cümlenin altında gizli bir anlam arıyormuş. Haftalar geçtikçe Merve’nin kitaplara olan ilgisi daha da artmış. Artık ekranlardan uzaklaşıp kitap sayfalarında kaybolmayı seviyormuş. Hatta kendi dedektif günlüğünü bile tutmaya başlamış. Okuduğu kitaplardan öğrendiklerini oraya yazıyor, kendi ipuçlarını bile üretiyormuş.

Bir gün okulun kütüphanesinde, rafların arasında gezinirken içinden şöyle demiş: “Burası harika bir yer! Sanki her rafta yeni bir macera beni bekliyor!” Artık kütüphane onun en sevdiği yer olmuş. Kitaplar ise sadece bilgi değil, hayal gücü, eğlence ve keşif dolu bir dünya sunuyormuş. Ve Merve, ekranların ötesinde de harika maceralar olduğunu anlamış…Bu hikayede burada bitmiş.
Daha fazla hikaye okumak isterseniz Hikayeler kategorimizi inceleyebilirsiniz.