İki kirpi kardeşin, oyuncaklarını paylaşmakta zorlandıkları bir dönem yaşanır. Bu süreçte aileleriyle birlikte oyuncaklarını gözden geçirerek sadeleşmeye karar verirler.
Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde ormanın göbeğinde, yosunlarla kaplı bir çalılığın altında iki minik kirpi yaşarmış. Adları Pofuduk ve Tüylü’ymüş. Bu iki kirpi çok iyi anlaşan kardeşlermiş. Birlikte yuva yapar, meşe palamudu arar, hatta aynı battaniyeye sarılır uyurlarmış. Ama bir sorunları varmış: Oyuncaklarını asla paylaşmak istemezlermiş. Her biri kendi bebek topuna, minik peluş böceğine, çıngıraklı taşına sıkı sıkıya bağlıymış.
Günlerden bir gün anneleri yuvalarını temizlerken oyuncaklar her yerden fırlamaya başlamış. Minik ev neredeyse dolup taşmış. Anne Kirpi artık bu eşya kalabalığının bir çözüme kavuşması gerektiğini düşünmüş. “Oyuncaklarınızı ya oynayarak kullanın, ya da onları ihtiyaç sahibi yavru kirpilerle paylaşın,” demiş. Pofuduk ve Tüylü başta itiraz etmiş. Ama anneleri bir hafta boyunca sadece bu oyuncaklarla oynamalarını istemiş. “Eğer gerçekten istiyorsanız, kullanmalısınız.” İlk gün peluş böcekle oynamaya çalışmışlar, ama böcek artık konuşmuyormuş. Toplar ise çok sertmiş. Çıngıraklı taş ise yuvarlanıp kaybolmuş. Bir hafta boyunca sadece sıkılıp durmuşlar. Sonunda “Galiba büyüdük biz,” demişler.

Bunun üzerine oyuncaklarını ayırıp bir kısmını paylaşmaya karar vermişler. Ama her ikisi de peluş böceğinden vazgeçememiş. En sonunda, peluş böceği dönüşümlü kullanacaklarına karar vermişler. Diğer oyuncaklar, yuvanın yanındaki yardım kutusuna yerleştirilmiş. Boşalan alan ise çizim köşesine dönüşmüş. Şimdi orada birlikte resim yapıyor, oyunlar uyduruyorlarmış. Kirpi kardeşler sonunda anlamış ki, oyuncakları değil, birlikte geçirdikleri zamanları sevdikleri için mutlularmış.
Daha fazla kısa masal okumak isterseniz Kısa Masallar kategorimizi inceleyebilirsiniz.