Su Samuru Mino’nun Masalı

Su samuru Mino, diş fırçalama yarışına katılırken eğlenmenin ve ağız sağlığının birlikte mümkün olduğunu öğrenir.


Bir varmış bir yokmuş…Evvel zaman içinde kalbur saman içinde, geniş ve serin suların kıyısında, yemyeşil ağaçların gölgesinde minik bir su samuru ailesi yaşarmış. Bu ailenin en küçük ve en meraklı üyesi, kocaman gözleri ve kıvrak kuyruğuyla tanınan Mino’ymuş. Mino’nun en büyük tutkusu, nehirde düzenlenen yarışlara katılmak ve suyun içinde yıldırım gibi süzülmekmiş.

Her sabah güneşin ilk ışıklarıyla birlikte suya atlar, balıklarla yarışır, suda döner taklalar atar, her gün daha da hızlı olmaya çalışırmış. Fakat Mino’nun küçük ama önemli bir alışkanlığı yokmuş: dişlerini fırçalamak. “Zaten nehrin suyu tertemiz. Ben de her gün suyun içindeyim, dişlerim nasıl kirlenebilir ki?” dermiş kendi kendine. Ama zamanla fark etmeden, ağzı kötü kokmaya başlamış. Arkadaşları yanına oturmak istemiyor, oyun oynarken ondan uzaklaşıyorlarmış. Mino bunun nedenini anlamasa da biraz üzülüyormuş. Bir sabah nehir kıyısında büyük bir heyecan başlamış. Bütün hayvanlar bir araya gelmiş çünkü yılın en önemli etkinliği olan “Köpüklü Gülüş Yarışı” ilan edilmiş! Yarışta yalnızca en hızlı yüzen değil, aynı zamanda en temiz ve en parlak gülümseyen yarışmacı da ödül alacakmış. Mino bu yarışa katılmayı çok istiyormuş. “Ben en hızlıyım, kesin kazanırım!” diye sevinçle aynaya bakmış… Ama aynada gördüğü şey onu durdurmuş. Dişleri sararmış, aralarına yiyecek artıkları sıkışmış, üstelik nefesi hiç de taze kokmuyormuş. Mino utancından ne yapacağını bilememiş. “Bu halde nasıl gülümserim? Nasıl yarışa çıkarım?” diye ağlamaya başlamış. Tam o sırada annesi yanına gelmiş ve gülümseyerek ona yosun özlü doğal bir diş macunu ile minik bir fırça vermiş. “Dişlerini tıpkı yüzme antrenmanı gibi düşün. Her sabah ve her akşam fırçalarsan, hem güçlü hem sağlıklı olurlar.” demiş. Mino annesinin sözlerini dinlemiş ve o günden sonra sabah kalkar kalkmaz ve uyumadan önce dişlerini düzenli olarak fırçalamaya başlamış. İlk başta bu ona sıkıcı gelmiş ama kısa süre sonra fırçalama sırasında çıkan köpükleri baloncuk gibi üflemek çok hoşuna gitmiş. Dişleri parladıkça gülümsemesi genişlemiş, nefesi tazelenmiş ve özgüveni artmış. Günler geçmiş, yarış günü gelmiş çatmış. Nehir kenarı coşkuyla dolup taşmış. Mino start çizgisinde yerini almış. Yanında köpekbalığı Balto, su kaplumbağası Tita ve fok balığı Lelo da yarış için hazır bekliyormuş. Hakem pelikan düdüğünü çalmış: “Hazır… Başla!” Mino ok gibi fırlamış. Dalgaları yara yara ilerlemiş, kıvrak kuyruğuyla rakiplerinin önüne geçmiş. Diğer yarışmacılar hala yarışı tamamlamaya çalışırken Mino çoktan bitiş çizgisine varmış. Bütün hayvanlar alkışlamış: “Bravo Mino! En hızlı yüzücü sensin!” Ama sürpriz bununla bitmemiş. Yarış jürisi onu sahneye çağırmış. “Ve şimdi… En parlak gülüş ödülü!” diye anons etmiş pelikan. “Bu ödül, dişlerini düzenli fırçalayıp hem sağlığını hem özgüvenini kazanan Mino’ya gidiyor!”

Mino’nun kalbi sevinçle dolmuş. Artık sadece en hızlı değil, en sağlıklı gülüşe sahip su samuru olarak tanınıyormuş. O günden sonra her sabah diş fırçalamayı bir yarış gibi eğlenceli hale getirmiş, baloncuklar yaparak dans etmiş. Diş fırçalamadan yatağa gitmek ise artık onun için düşünülemezmiş. Ve Mino hep şöyle dermiş: “Temiz dişlerle gülmek, sudan hızlı yüzmek kadar güzel!”

Daha fazla uzun masal okumak isterseniz Uzun Masallar kategorimizi inceleyebilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir