Toprak, ailesiyle birlikte ormanda yaşayan bir çocuktur. Orman okulu öğrencisidir ve doğaya derin bir sevgi besler. Bir gün kamp alanı genişletileceği için bazı yuvaların yer değiştirmesi gerekir. Toprak, bu sorunu çözmek için doğayla uyumlu, yaratıcı bir yöntem geliştirir.
Bir zamanlar yeşil dağların eteklerinde kurulmuş bir orman köyü varmış. Bu köyde 8 yaşında Toprak adında meraklı bir çocuk yaşarmış. Toprak’ın okulu sıradan bir okul değilmiş: Ormanın içinde, çadır sınıflardan oluşan özel bir “orman okulu”ymuş. Her sabah sırtına çantasını takar, orman patikasından geçerek okuluna gidermiş. Yol boyunca sincapları gözlemler, mantarların fotoğraflarını çeker, farklı kuşların ötüşlerini ezberlermiş.
Okulun en sevilen alanı ise “doğa kampı”ymış. Bu kamp alanında çocuklar çadır kurar, doğada yaşamayı öğrenirmiş. Bir sabah öğretmenleri, kamp alanının genişletileceğini duyurmuş. Çünkü okula yeni öğrenciler gelecekmiş. Bu, daha fazla çadır kurulacağı anlamına geliyormuş. Toprak önce çok sevinmiş ama sonra bir şey fark etmiş: Genişletilmesi planlanan alan, tavşanların, tilkilerin ve baykuşların yaşadığı küçük çalılıklarla doluymuş. Bu hayvanlar uzun süredir orayı yuva bellemiş. Hemen arkadaşlarıyla bir toplantı yapmış. “Bu kamp alanı harika ama hayvanların evini yok edemeyiz” demiş. Arkadaşları da onu desteklemiş. Öğretmenlerine gidip durumu anlatmışlar. Öğretmenleri onlara bir fikir sormuş: “Peki çocuklar, sizce ne yapabiliriz?” Toprak, birkaç dakika düşünmüş ve sonra heyecanla “Mavi Çadır” fikrini anlatmış. Bu fikir şöyleymiş: Hayvanların yaşadığı alanı tamamen koruyarak çevresine çadır kurmak yerine, hayvanlara özel bir alan yapılacak. Eski halini bozmadan, hayvanlar için kamuflajlı küçük barınaklar kurulacak. Ayrıca kamp alanının dış çemberine yeni çadırlar eklenerek genişleme sağlanacakmış. Ortada kalan bölge ise çocuklar tarafından sadece gözlem alanı olarak kullanılacakmış.

Öğretmenler ve veliler bu fikri o kadar beğenmiş ki, proje hemen başlatılmış. Çocuklar ve büyükler birlikte çalışmış. Mavi renkli özel bir çadır kurulmuş: Bu çadır hayvanlar için gözlem merkezi olmuş. İçinde hayvan resimleri, fotoğraflar, gözlem defterleri ve dürbünler varmış. Kampta hiçbir hayvan rahatsız edilmemiş. Çocuklar bu yeni düzende hem doğayı öğrenmiş hem de nasıl korunması gerektiğini kavramış. Toprak, her gün gözlem defterine notlar almış. Bir tilkinin yavrularını nasıl koruduğunu, bir baykuşun gece nasıl sessizce avlandığını yazmış. Bu hikâyesi okulun panosuna asılmış. En sonunda da şöyle yazmış: “Doğayı sevmek demek, sadece izlemek değil, onunla birlikte yaşamayı öğrenmektir.”
Daha fazla uzun masal okumak isterseniz Uzun Masallar kategorimizi inceleyebilirsiniz.