Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde dört tarafı denizlerle çevrili, insanların hayvanların sevgi içinde yaşadığı bir ada varmış. Bu adanın adı Dost Adasıymış. Dost adasında yaşayan hayvanlar, yaz boyunca çalışır, kış için yiyecek toplarlarmış. Çünkü adada kış çok zorlu geçermiş.
Dost Adasında yaşayan hayvanlardan biri de yavru kaplumbağaymış. Yavru kaplumbağa ailesi ile birlikte sahilde yaşar, martılarla, sineklerle ve çocuklarla arkadaşlık kurarmış. Yavru kaplumbağanın çok büyük hayalleri varmış, en büyük hayali ise denizlerde ki gerçek hazineyi bulmakmış. Fakat bu hayalini kimseye söyleyemezmiş. Günlerden bir gün yavru kaplumbağa evinden çıkmış sahilin kenarına inmiş. En sevdiği şeyi yapmaya başlamış. “Deniz kabuğu toplamak!” Yavru kaplumbağa sürekli denizin kıyısına gider, birbirinden farklı deniz kabukları toplarmış. Bunu gören baba kaplumbağa, yavru kaplumbağanın yanına gidip, “Deniz kabukları toplamak yerine sen de kış için yiyecek biriktirsen olmaz mı?” Diye sormuş. Ama minik kaplumbağa, “Bu kabukların her birinde farklı bir hikâye var. Bunları toplamam lazım!” diyerek inadını sürdürmüş.
Yaz geçmiş, kış gelmiş. Minik kaplumbağa topladığı kabukları düzenlerken içlerinden biri çat diye açılmış ve içinden minicik bir harita çıkmış. Haritada adanın bir yerinde gizlenmiş eski bir kaplumbağa ailesinin hazinesi varmış! Minik kaplumbağa hemen ailesini toplamış ve hep birlikte haritanın gösterdiği yere gitmişler. Orada, eski hikâyeler ve maceralarla dolu taş plakalar bulmuşlar. Minik kaplumbağa, “Bakın, deniz kabukları bizi hikâyelere götürdü!” demiş. O günden sonra, ailece deniz kabuklarının hikâyelerini dinler olmuşlar. Masal da burada bitmiş.
Daha fazla kısa masal okumak isterseniz Kısa Masallar kategorimizi inceleyebilirsiniz.
