Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde develer tellal, pireler berber iken ben annemin beşiğini tıngır mıngır sallar iken ormanın birinde yaşayan bir çok hayvan varmış. Bu hayvanlardan biri de yavru zebraymış. Yavru Zebranın adı da Çizgili’ymiş. Çizgili oyun oynamayı çok severmiş. Ama bir kötü huyu varmış ki odasını hiç toplamazmış. Bu da annesini ve babasını çok üzermiş.
Günlerden bir gün Çizgili arkadaşı zürafanın evine gitmiş. Odaya girdiğinde, odanın çok toplu olduğunu görmüş. Merakla sormuş “Arkadaşım bu odayı sen mi topladın?” diye sormuş. Zürafa büyük bir gururla “Evet ben topladım” demiş. Çizgili arkadaşının bunu başarmasına çok şaşırmış. Çünkü kendisi odasını toplamayı hiç denememiş. “O yaptıysa bende yaparım” diye düşünmüş. Çizgili ile arkadaşı oyunlarını oynamaya başlamışlar. Oda o kadar çok dağılmış ki Çizgili, arkadaşının bu odayı nasıl toplayacağını merak ediyormuş. Oyunları bittiğinde Çizgili eve gitmesi gerektiğini söylemiş. Zürafa da “Oyunumuzu oynadık ve odayı fazlasıyla dağıttık, bana yardım etmeye ne dersin?” diye sormuş. Çizgili bu teklifi kabul etmiş. ve iki arkadaş başlamışlar odayı toplamaya. İkisi bir olunca oyuncaklar çok çabuk yerine konmuş ve şimdi oda tertemizmiş. Çizgili odaya dönüp baktığında kendisi ile gurur duymuş hemen eve gidip kendi odasını toplamak istemiş. Eve gittiğinde hemen odasına gitmiş ve kapıyı kapatmış. Odasını toplamış, masasını silmiş, hatta yerleri bile süpürmüş.
Odasını toplamanın gurur ile annesini çağırmış. Anne zebra odanın yeni halini görünce gözlerine inanamamış. Çizgili “Bugün arkadaşıma gittiğimde odasını kendi topladığını gördüm ve bu bana cesaret verdi. Bende eve gelip hemen odamı toplamak istedim. Beğendin mi?” diye sormuş. Anne zürafa oğlunu kucaklayarak tebrik etmiş. Çizgili o günden sonra odasını sürekli toplamış, hiç dağınık bırakmamış. Masal da burada bitmiş.