Bir varmış bir yokmuş, karlar ülkesinde bir çocuk yaşarmış. Adı Lila imiş. Lila çok neşeli ve meraklı bir çocukmuş. En çok da kar oynamayı severmiş. Her sabah erkenden kalkar, kar tanelerinin penceresine vurduğunu dinler, sonra da hemen dışarı çıkarmış. Kar topu yapar, kardan adam yapar, kızakla kayar, kar melekleri yaparmış. Kar ülkesindeki bütün çocuklar Lila’yı tanır, onunla oynamak isterlermiş.
Bir gün Lila, kar ülkesinin en büyük dağına tırmanmaya karar vermiş. Çünkü orada çok güzel ve parlak bir şey görmüş. Merakına yenik düşen Lila, sırtına bir çanta alıp yola koyulmuş. Dağa doğru ilerlerken, kar ülkesinin hayvanlarıyla karşılaşmış. Bir kurt, bir ayı, bir tilki, bir tavşan ve bir kuş, Lila’ya eşlik etmek istemişler. Lila da onları sevinçle kabul etmiş. Dağa yaklaştıkça, Lİla’nın gördüğü şeyin ne olduğu belli olmaya başlamış. Bir kristal saraymış. Pırıl pırıl parlayan, bembeyaz bir kristal saray. Lİla ve hayvan arkadaşları, sarayın kapısına geldiklerinde, içeriden bir ses duymuşlar. “Kim o?” diye sormuş ses. Lila cesurca, “Ben Lila. Kar oynamayı çok seven bir çocuğum. Sen kimsin?” diye cevap vermiş. Ses, “Ben Karya. Kar ülkesinin kraliçesiyim. Seni buraya ne getirdi?” diye sormuş. Lila, “Senin sarayını gördüm ve çok beğendim. İçeri girebilir miyim?” diye dilekçe etmiş. Karya, “Tabii ki. Ama önce bir şartım var. Eğer kar ülkesinin en güzel kar topunu yapabilirsen, seni sarayıma davet ederim.” diye teklif etmiş. Lila, “Tamam. Ben kar topu yapmayı çok iyi bilirim. Hadi yarışalım.” diye kabul etmiş. Böylece Lila ve Karya, kar topu yapmaya başlamışlar. Lİla, hayvan arkadaşlarının da yardımıyla, en büyük ve en yuvarlak kar topunu yapmış. Karya ise, kristallerden ve buzdan, en parlak ve en renkli kar topunu yapmış. Sonunda, kar toplarını birbirlerine göstermişler. Lila, Karya’nın kar topunu görünce çok şaşırmış. “Wow, bu ne kadar güzel bir kar topu. Bunu nasıl yaptın?” diye sormuş. Karya, “Bu, kar ülkesinin sihri. Benim gücümle, karı istediğim şekle sokabilirim. Ama senin kar topun da çok güzel. Bunu nasıl yaptın?” diye sormuş. Karya, “Bu, kar ülkesinin eğlencesi. Benim sevgimle, karı istediğim gibi oynayabilirim. Ama senin kar topun daha güzel. Sen kazandın.” diye itiraf etmiş. Karya, Lina’nı dürüstlüğüne ve nezaketine çok sevinmiş. “Sen çok tatlı ve cesur bir çocuksun. Seni sarayıma davet ediyorum. Gel, beraber kar oynayalım.” diye teklif etmiş.
Lina, Karya’nın davetini memnuniyetle kabul etmiş. Saraya girdiklerinde, kar ülkesinin bütün güzelliklerini görmüş. Kar kristalleri, kar yıldızları, kar çiçekleri, kar kuşları… Her şey çok harika görünüyormuş. Karya, Lina’ya sarayını gezdirmiş, sonra da beraber kar oynayıp eğlenmişler. Lina, Karya ile çok iyi arkadaş olmuş. Her gün onu ziyaret etmeye gitmiş. Karya da Lina’yı çok sevmiş. Ona kar ülkesinin sırlarını öğretmiş. Böylece Lina, kar oynamayı daha da çok sevmiş. Ve onlar, hep mutlu yaşamışlar.
Daha fazla uzun masal okumak isteseniz Uzun Masallar kategorimizi inceleyebilirsiniz.