Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde, boylu boyunca uzanan çayırların birinde yaşayan Kırtır adında bir kelebek varmış. Kırtır, diğer kelebekler gibi uçmayı pek sevmezmiş. Gidebildiği kadar yürüyerek gidermiş. Çünkü Kırtır, uçarken dengede kalamazmış. Sürekli dengesini kaybeder, uçmaktan vazgeçermiş.
Günlerden bir gün Kırtır, arkadaşlarıyla sohbet ederken uçarken dengesini kaybettiğinden ve bu yüzden uçmak istemediğinden bahsetmiş. Bunu duyan uğur böceği, eskiden kendisinin de böyle hissettiğini hatırlamış. Hemen yanlarından ayrılmış ve evden kırmızı ayakkabılarını alıp Kırtır’ın yanına gitmiş. Uğurböceği ayakkabıları Kırtır’a verip “Yıllar önce bende aynı senin gibi hissediyordum. Bu ayakkabıları bana annem almıştı, ayağıma giydiğimde ışıkları yanar ve beni uçururdu” demiş. Ayakkabılar o kadar güzelmiş ki, Kırtır dayanamayarak onları hemen denemiş. Ayakkabılar birden parlamış ve Kırtır’ı havaya kaldırmış! Kırtır, “Vay canına! Uçmayı başardım!” diye sevinçle bağırmış. Artık ayakkabılar sayesinde istediği yere uçarak gidiyormuş. Ancak kısa süre sonra fark etmiş ki, ayakkabılar sadece ışık yayıyormuş.

Kırtır, kendi kanatları sayesinde uçuyormuş. Küçük kelebek, “Demek ki uçmak sadece ayakkabılarla değil, kendi kanatlarımla da mümkün,” demiş. Ayakkabıları gerektiği kadar kullanmış, diğer zamanlarda ise kendi kanatlarını çırpmayı öğrenmiş. Kısa sürede, Kırtır hem kanatlarıyla hem de ayakkabılarıyla çayırın en hızlı ve dengeli kelebeği olmuş. Kırtır, “Kendi çabamla başardım,” diyerek gururla uçarken bütün arkadaşlarına ilham vermiş. Masal da burada bitmiş.
Daha fazla kısa masal okumak isterseniz Kısa Masallar kategorimizi inceleyebilirsiniz.




